İnsanlık tarihindeki bazı büyük kişilikleri bırakın belirli bir bölgeye; belirli bir millete mâl etmenin bile doğru olmadığını düşünenlerdenim.
Evlerimizi aydınlatan ampulün mucidi Edison’un nereli veya hangi milletten olduğu önemli mi sanki? Bugün her ırktan ve milletten insanın evini aydınlatan bir buluşun sahibi, insanlığın ortak malıdır.
Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi… O sadece Türk ulusal kurtuluşunun ve dönüşümünün önderi değil; mazlum halkların zalimlere karşı olan mücadelelerin de bir sembolüdür.
Bizlere vâhyedilen “Zalime ve zulme boyun eğme !” emrinin en önemli uygulayıcılarından birisidir.
Zalime ve zulme başkaldırının en önemli uygulayıcısı olan; yıkılmış, dağılmış bir milletin zalimlerden kurtuluşuna önderlik eden ve sonra o toplumun çağdaş uygarlık yönünde dönüşümünü sağlayan bir lider elbette evrenseldir.
Çünkü onun yaptıkları, aynı konumda olan veya aynı konuma düşebilecek olan milletler için başvurulabilecek bir kılavuz olarak insanlık tarihindeki yerini almıştır.
Yalnız işin bir de değişik bir boyutu var. Lider olarak Atatürk ne kadar evrensel bir lider olsa da, birey olarak Mustafa Kemal ise tam bir Balkan insanıdır.
Osmanlı Balkan coğrafyasının içinde doğmuş, büyümüş ve kişiliği bu coğrafyanın kültürüyle olgunlaşmıştır.
Bugünkü Makedonya topraklarında yer alan bir Yörük Türkmen köyünden olan babası gibi; Selanik doğumlu olarak kendisi de en azından doğumu itibarıyla bir Balkan çocuğudur.
Biz Balkan kökenliler, bu yüzden Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ve Türk aydınlamasının önderi olan Atatürk’ümüzü sevdiğimiz kadar; Rumeli türkülerini dinlerken kah neşelenen kah hüzünlenen, Rumeli şivesiyle
konuştuğunda gözlerinin içi gülen Balkan kökenli Mustafa Kemal’imizi de bir o kadar çok severiz.
O, Türk Milleti ve insanlık için evrensel bir önder olduğu gibi; aynı zamanda bizim en değerli hemşehrimizdir. Onunla aynı coğrafyada doğmuş olmanın, onunla aynı yerel Balkan kültürünün paydaşı olmanın gururunu her zaman taşırız.
Atatürk tüm insanlığın ve tüm milletimizindir.
Ama ; “Rumeli türkülerini dinlerken kah neşelenen kah hüzünlenen, Rumeli şivesiyle konuştuğunda gözlerinin içi gülen Balkan kökenli Mustafa Kemal” en çok bizimdir.
O, bizim en değerli hemşehrimiz ve büyük önderimizdir.
|