""Başarı, korkakları sevmez."
İmanının "check" işlemini onun bunun dediğine göre göre değil de Tanrı'nın dediğine göre yapanların saadeti ne güzel bi' şey.
" #Hayat denilen şey Tanrı'nın bir hediyesidir.
Hediye verene teşekkür etmemek nankörlüktür."
-Sanki Dünya'da cenneti yaşıyorlar
-2 saat, 2 dakika hatta 2 saniye bile yeter o sahte cennetin sonunun gelmesi
için
" #Hayat denilen şey Tanrı'nın bir hediyesidir.
Hediye verene teşekkür etmemek nankörlüktür."
"Hain genelde hep yakınındadır. Yakınlığa aldanma."
"Yarınlar için harcanmış nice dünler bıraktık ardımızda
Sırlarımızı taşıyarak yürüdük bu #hayat yolumuzda"
"Şaşmaz Bir Ölçü :
Toplu yerlerde yanındaki kişilerle veya telefonla yüksek sesle konuşanların büyük çoğunluğu eğer işitme problemleri yoksa kesin olarak narsist ve bencil kişiliktedirler. Sadece küçük bir kısmı eğitimsiz,cahil ve ahmaktırlar."
"Zor İş :
ABD veya Avrupa kapıları açsa anında gidecek tiplerin ultra milliyetçi , boş hamaset dolu söylemlerine maruz kalmak."
"Ya mazeret üretirsin ya da marifet, ikisi bir arada olmaz."
"Ne mübarek, ne ferahlatıcı şifa gibi bir söz :
"Sana ne lan !"
"Balkanlarda her Türk, Güneşin Doğduğu Yerdeki Ülkeye aşık olarak doğar.
Bizim için aşk doğudadır"
"Fark ettiysen ilk konuşanlar iş ciddiye binince genelde ilk sıvışanlar
da oluyor."
"Oysa, iyi olmak; iyi rolü yapmaktan daha kolaydır"
"Yolunu seçerken, sonunu da seçtiğini sakın unutma"
Beddua etmek kalbi yorar. Lakin yine de ona tek bir sözüm var:“Dost
sandıkları günü geldiğinde ihanet hançerini çektiklerinde sırtına gelen
her darbede kırdığı gerçek dostlarını hatırlasın”
"Uzayın varlığı ve büyüklüğü bir yaratıcı gücün yani bir Tanrı'nın
varlığının matematiksel ispatıdır. Böyle bir büyüklüğün ve ahengin
tesadüfen oluşması ihtimali sıfırdır."
"Kapanan bir kapı=Açılan bin kapı"
"Yanlış olmaktansa yalnız olmak evladır."
-İlkesizliklerini ve dönekliklerini esnek olmak ve
uyumluluk olarak pazarlayabilenlere kızdığınız kadar; bağnazlık ve sabit
fikirliliklerini ilkeli olmak kılıfıyla ambalajlayanlara da
kızmalısınız."
"Mutluluğun resmini yapabildiler mi bilmem ama
mutsuzluğun tarifi şudur:Neyin var sorusuna bir kere bile 'senim var
daha ne olsun' cevabını alamamaktır."
"Vefa, bırakıp gidenleri unutmamak değil,yanında kalanların kıymetini
bilmektir."
"Her şeyden biraz olmak istersen hiç bir şeyden tam olamazsın"
diyenlere, "Bazen çok şey bir araya gelince tadına doyulmaz bir lezzet
ortaya çıkar.Mesela:Aşure" derim.
"Kimseyi "zorla" değiştiremezsin.Ama bazı insanları ara sıra biraz
hırpalamaktan da zarar gelmez. Şeytan azap ta gerek."
"Bir tek masumun bile özgürlüğünden mahrum olduğu bir ülkede aslında
herkes esirdir."
"Hesabını vereceksin.Fatura önüne mutlaka gelecek.İlahi adalet sen
inansan DA VAR inanmasan da."
"Asıl ızdırap veren söylediklerin değil, söyleyemediklerindir."
KAPİTALİZM:"Başkalarının emeklerini sömürmeyi,hayallerini yok etmeyi,
onları çiğnemeyi göze aldığında -tüm hayallerini gerçekleştirme imkanı
sunan- sistem."
-Aşkın "kırıntılarıyla" avunmayı kabullenmek yerine, bir ömür boyu
"aç kalabilmeyi" göze alabilecek olan kişiye aşık denir.
-Hakikati hakikatten bilseydin, haksızlıklar karşısında hakkıyla
mukabele ederdin. "Haksızlığa isyan etmek değil, haksızlığa boyun
eğmektir günah olan..."
-Zulüm her zaman bir zalimin eliyle vücut bulmaz; bazen bir
adamın/kadının dili de yeter.
-Senin “deli” sandığın çoğu kişi, aslında “veli” çizgisine ayağını
değdirip geri çekenlerdendir.
-Ben deki sezi sen de, sendeki cesaretin yarısı bende olsaydı; sanırım
ikimizde mutlu olurduk.
-Muameleye göre mukabele etmek bir erdem olmasa bile, en azından bir
duruştur. Ki o duruşu bile olmayana korkak ta denir.
-Keşke sen de krallar sofrasında bir soytarı olmaktansa, kenar mahallede
başı dik bir serseri olmayı seçebilseydin be gülüm.
-"Para, güç, iktidar... İyidir. Bunlar için de çalışmak lazım. Ancak
bunu yaparken sakın ola ki sizi sevenleri ihmal etmeyin. Kazandığın
paraları villandaki şöminede yakabilecek kadar çok paran olsa bile;
unutma hiçbir şey o villanın içini , “seni seven birisine sarılmadan
önce gözlerinin içine baktığında duyduğun his” kadar ısıtamaz. Gerçek
zenginlik güce, iktidara, paraya değil; seni ”gerçekten seven”
birisine/birilerine sahip olmaktır."
-"Cehenneme giden yol, -iyi niyet- adı verilen taşlarla döşenmiştir."
diyen adama kulak asmadığıma bazen çok pişman oluyorum.
-Bazı kişilerin utanmazlığı karşısında onlar adına hicap duymaktan,
hicap duyar oldum artık.
-"Özür dilemek erdem, özür dileyecek duruma çok az düşmek ise
maharettir." Ne çare ki maharetleri kısıtlı olan bir adamım be gülüm.
-Kimseyi küçümseme. Küçümsediğin adam gün gelir kurtarıcın olur,
karşısında sen küçülür kalırsın. Kimseyi hor görme, bazen durumu
düzeltecek en yararlı fikirler, en hor gördüğün adamdan gelir.
-Sevdiklerinle arana aracı koyma, direkt konuş. Zira "en güvenilir
bildiğin aracı bile" bir olayı aktarırken mutlaka kendi yorumunu da
ekler.
-Kişiliksiz bir insanı, kendi düşüncesinin hatalı / yaptığı işin yanlış
olduğuna ikna edip, ona bunu söyletmeye uğraşacağına; kutuplarda yazlık
yaptırmakla meşgul ol. Birincisinde hem zamanını hem asabını telef
edersin, ikincisinde ise sadece paranı.
-O kadar çok iki yüzlü / riyakar insanla muhatap olmak zorundayız ki her
gün.... BAZEN; KARŞIMDAKİNİN YÜZÜNE ELİMİ UZATIP, KENDİME DOĞRU ÇEKMEK
İSTİYORUM. BAKALIM ALTINDAN NASIL BİR ŞEY ÇIKACAK DİYE? İşin asıl tuhaf
yanı, bu tipler ciddi ciddi hiç kimsenin onların gerçek karakterlerinin
farkında olmadıklarını sanacak kadar şapşal da oluyorlar. En çok ta buna
gülüyorum.
-(Şehadet Haberleri Üzerine)Zordur Yaşamak: "İçimizin kan ağladığı bu
günde hiç bir şey olmamış gibi gülen, eğlenen şuursuz pisliklerle aynı
şehrin aynı havasını solumak zorunda kalırsın bazen ,çaresizce."
-Paul Auster'in sözüne ithafen:“Doğru insan , yanlış zaman. Doğru zaman
, yanlış insan. İşte hayat böyle oyunlar oynar her zaman.”
BAZILARIYSA BU HAYAT "OYUNUNDA" DOĞRU YERDEDİR, AMA YANLIŞ ZAMANDA...
-Hiçbir şeye bulaşmayan ve başı da derde girmeyen bir Sallabaş
olmaktansa, milletimin menfaati için şereflice konuşup başı dertten
kurtulmayan bir Dikbaşlı olmama hayıflanma be Gülüm. Bu benim seçimim.
Bazıları akan suya kapılıp "yoluna bulur", bazılarıysa akıntıya rağmen
"yolunda yürür".
(Asabiye Koğuşu Mırıldanmaları-Erdinç Kahraman)
|